kız arkadaşımla aynı evde yaşamaya başlayalı 6 sene olmuştu. ikimiz de 30lu yaşlarını süren işi gücü olan insanlardık. ben kapalıçarşıda tahin helvası satıyordum 5 senedir. kız arkadaşım ise bir arama kurtarma derneğinde dalgıçtı. spora her zaman merakı vardı. geçen sene gülle atma çalışmaları için özel bir hoca tuttuk. kurs aldı. sonra cirit attı. ne isterse destekliyordum.

resim1: gündelik yaşamda şnorkelsiz bi hiçti sevgilim.
bir akşam televizyonda (reklam olmasın diye kanalın isminin son harfini vermiyim eurospor) halter şampiyonası yayınlanıyodu. sevgilim bir anda elindeki mızrağı televizyona fırlattı ve olimpiyatlara katılacağım dedi. zihnimde onu tekme tokat dövsem de "harika bi fikir bebeğim" dedim.

buna müteakiben çeşitli hormon hapları kullandı. ve antrenman sayısını günde ondörde çıkardı. ve yiyecek olarak da sadece humus yiyordu. ürkütücüydü. çünkü cinsel açıdan da gittikçe güçleniyor ve bana gece gelmesin diye dua ettiriyordu.
önceki gece o kadar yorulmuştum ki ancak öğleden sonra uyanabildim. banyoya doğru yürüdüm. banyodan bi adam sesi geliyordu. şarkı söylüyordu. tesisatçı heralde diye düşündüm. fakat o da neydi sevgili sevgilim sakallarını traş ediyordu. beni görünce "günaydın tatlım acaba diyorum top sakal mı bıraksam" diye sordu. içimden kustum. "harika bir fikir bebeğim" dedim.
evde onunla karşılaşmamayı çok istiyordum çünkü iyiden iyi cozutmuş ve duvarları yumruklayarak çalışmaya başlamıştı. bir elinde 15 tane damacana tutuyordu diğer elinde ise çiğ olarak yediği but. gözleri çekikleşiyor ve gittikçe şişiyordu. sevgilim başka bir şeye dönüşüyordu.

ağustos ayı geldi ve ülkeyi temsilen sevgilimle birlikte "tacikistan 2046" olimpiyatlarına gittik. ondan önce deneyenler yüzlü kilolar kaldırırken, benim mide bulandırıcı sevgilim ikiyüzlü üçyüzlü ağırlıklar kaldırıyordu. ne bileyim rakipleri 150 kaldırırken, o 308 kilo kaldırıyordu. altın madalyayı kazanması garantiydi.
